Samsun'un tarım, ulaşım, sağlık,
eğitim, tarih ve doğa turizmi, sanayi, ticaret
ve spor potansiyeli;
Avrupa'da başka bir
şehirde bulunsaydı;
orada
iş ve aş sorunu
olur muydu?..
Besim Tibuk,
ilginç öneriyle
Türk siyasetinde,
en çok konuşulan
isimlerden biriydi...
2000'li yılların başında
Samsun'a geldiğinde,
başkanlığını yaptığım
19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'ni
ziyaret etmiş,
onunla şehrin geleceği
üzerine
konuşmuştuk!..
"Ulaşım" altyapısının
Samsun için büyük bir potansiyel olduğunu
belirterek,
"Bir yerde yol varsa, orası gelişir"
diyerek;
kara, deniz, hava ve demiryolu
ulaşımının
Samsun'u
geliştireceğini
söylemişti...
Türkiye bir yana,
dünyada kaç şehirde
böyle ulaşım altapısı var?..
Kara, hava ve demiryolu ile
ilgili gelişmeler oldu ama
denizde "atıl" kaldık maalesef!..
"Turizm" denildiğinde
potansiyelin
kralı var Samsun'da...
Tarih turizminde,
kıskanılacak bir
zenginliğe sahibiz!..
Milli Mücadele'nin ilk adımının
atıldığı
Samsun'da,
Gazi Mustafa Kemal'i
yaşamak, anlamak ve
onunla bir kere daha gurur duymak için
her şey var...
Bandırma Vapuru, Mıntıka Palas,
Samsun Panorama...
İlk mitingin ve ilk örgütlenmenin
yapıldığı;
Milli Mücadeli'nin yol haritasının çizildiği
Havza'da 19 gün kaldığı otel...
"Kuş Cenneti" başlı başına
bir servet!..
Türkiye'deki 460 kuş türünden
340'ını
Kızılırmak Deltası'nda 
görmek mümkün!..
Yeşilliği, gölleri ve deniziyle
adı gibi bir "Cennet"...
Vezirköprü Kanyonu'na
ne demeli?..
Tekkeköy Mağaraları, Kral Kaya Mezarları
ve 5 bin yıllık bir tarihi bağrında taşıyan 
Bafra İkiztepe Höyüğü...
Vezirköprü'deki tarihi yapılar,
Kunduz Ormanları ile
Ladik ve Havza kaplıcaları da
bu şehrin zenginliğidir...
Terme'deki Simenit Gölü,
bir doğa harikasıdır...
Ayvacık'taki "Saklı Cennet"i
atlamadık elbette...
Atakum sahilinin
"Miami"den ne farkı var?..
Bu büyük turizm potansiyelini
pazarlayabildik mi?..
Bunun için
kruvaziyer gemileri
limanlara yanaştırabildik mi?..
TRT'de katıldığım bir programda,
Samsun Limanı'na yanaşacak
bu gemilerin
Amasya, Ordu ve Sinop'un da
turizmde gelişmesine katkı vereceğini söylemiştim...
Turistler, her biri 1.5-2 saat mesafede olan
bu şehirlere günübirlik
gidebilirdi...
Samsun, böylece turizmde "abilik"
yapabilirdi...
Ne yazık ki bu olmadı!..
Tarımda; Çarşamba, Bafra, Terme ve Vezirköprü
ovalarındaki
bereketi
anlatmama
gerek var mı?..
Dönemin valisi Hasan Basri Güzel'le
başlayan, şimdilerde
Vali Dağlı ile büyük ivme kazanan
tarımdaki gelişmeler,
İl Müdürü İbrahim Sağlam ve
arkadaşlarının çabaları,
devletin desteği 
ve genç yatırımcıların istekleriyle
umut verici noktada...
Daha da iyi olacak!..
Ancak, tarımsal alanlara
sahip çıkmak şartıyla...
Samsun'da iki devlet
üniversitesi var...
Devlet ve özel okulların kalitesi de ortada...
Bu şehir; sağlıkta da devlet ve özel sektör yatırımlarıyla
Karadeniz'de bir numaradır...
İşte bu yüzden "sağlık turizmi" demiştik!..
Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Başkanı
Dr. Köksal Holoğlu'nun
yıllar önce ortaya attığı
projeyle
Samsun, var olan potansiyeli
hayata geçirebilseydi,
bu şehirde pozitif yönde çok şey değişmez miydi?..
Türkiye'de yeni yeni gündeme getirilen
"Sağlık turizmi"
15 yıl önce bu şehrin gündemindeydi...
Hem Suat Kılıç hem de
Akif Çağatay Kılıç'ın
Gençlik ve Spor Bakanlığı
döneminde
gerçekleştirilen
spor altyapı yatırımları,
Samsun'u  
"Spor
kenti"

yapmıştır...
Ticaret ve sanayi denildiğinde de
Samsun'un deneyimini
kim inkar edebilir?..
Bu şehrin tütünle gelişen
genlerinde
"ticaret" var...
Samsun Valisi
Doç. Dr. Zülkif Dağlı'nın, milletvekillerinin de
desteğiyle
organize sanayi bölgelerinin sayısının artırılması ve yatırımcıya
kolaylıklar sağlanması
konusundaki
çabalarının
sonuçları, ortaya çıkmaya başladı bile...
Samsun'da bir olan organize sanayi bölgesi
sayısı
7'ye yükselirken;
bu şehirde
3 liman olduğunu da
söylemeden geçmeyelim...
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Salih Zeki Murzioğlu'nun,
2023 yılı için
öngörülen ihracat hedefine
2022 yılının 
10'uncu ayında ulaşıldığını
açıklaması da
bu şehrin geleceğinde
umut olduğunu teyit etmiştir...
Samsun'dan, 5 kıtaya ihracat yapan çok sayıda 
işletme vardır...
Uzattım, biliyorum ama
yazdıklarımın
eksiği vardır ama
fazlası yoktur!..
Şimdi soruyu, tekrarlayalım:
"Böyle büyük potansiyel;
Avrupa'nın herhangi bir şehrinde bulunsaydı;
orada iş ve aş sorunu
olur muydu?.."

Sıkıntı var elbette...
Unu,
yağı,
şekeri ve ustaları
bulunan
bu şehir, neden helva yapamıyor
öyleyse?..
"Ben" yerine
"biz" olmayı deneyip,
hep birlikte "helva" yapmaya
koyulamadık da ondan!..
Samsun; gelecek nesillerin
vebalinden kurtulmak için
"Biz" olmayı başarmak zorundadır!..